9 Şubat 2018 Comments are off kara

Mektup 1

Bismillahirrahmanirrahim
Kalemi, kelâmı, kalbi yaratan Allah’ın adıyla mektuba başlıyorum.
Üç – K biz insanoğlu için hem nimet, hem de külfettir. Hem cevher, hem ezberdir. Kalbin değeri kelâm ile kelâm’ın değeri kalem ile varlık buluyor. Varlığımızın seslendirilmiş şekli kelam ve kalemdir. Kalem’in sivri ucu yüreğimizin ucu gibidir. Ucuna dokunulunca, ya ağlar ya da güleriz. Oysa insanoğlu muvakkat âlemde elem ve keder hiç istemez. Hayatın her alanında ya davul, ya zurna ya da keman olmasını ister. İnsanın elem ve kederinden, keman ve sazın yaylarının neler çektiğini tellere dokununca sanatkâr anlayabilse, asla mızrabını tellere dokundurtmaz sizlere bu mektubumu sonsuz bir kuyudan yazıyorum. Kuyunun üzerindeki âlem beni artık hiç ilgilendirmiyor. Kuyuda anladım ki ay yıldız, yağmur, kar, güneş ve yeryüzü süsleri benim kuyumdaki saltanatımla yarışamazlar. Bu size ilk mektubumdur. Yolculuğum başlamıştır. Yalnızca kendi iç duraklarımda durabilirim. İkinci mektubum için “sepet sepet yumurta sakın beni unutma” durağında sizleri bekliyorum.
Nejdet Külünk / 07.02.2018 / 17.05 / Çarşamba

About Author

Connect with Me: