Mektup II
Şimdi kuyudan sizlere mektubumu yazıyorum. Biliyorsunuz burada yalnızım. Ama siz yukarıdakiler benden daha yalnızsınız. Sesler içerisinde boğuluyor, kalabalıklar arasında ezilip gidiyorsunuz. Eşref-i mahlûkat olma yerine bir eşya gibisiniz. Sizi sayıyorlar, etiketliyorlar, numara veriyorlar. Bazen matematik bazen geometri bazen biyoloji oluyorsunuz. Sizi, sizden olduğunu zannettiğiniz hem cinslerini cetvel ile sizleri çiziyor. Bir eşyasınız siz, hükmünüz yeni bir moda çıkıncaya kadar.
Bazı zamanlar bir kürk kadar, bir pırlanta kadar değeriniz yok. Sevgileriniz bitik. İlişkileriniz taktik, kalpleriniz kara, yüzleriniz lekeli. Mutlu gibi yapıyorsunuz, oysa mutsuzluk bataklığında debeleniyorsunuz. Çünkü sizi hiçbir şey tatmin etmiyor. “Daha, daha” diye ihtiras treniniz var. Vagon olmuşsunuz. Çuf çuf’lu bir hayatta oyuncağınız ile oynuyorsunuz. Şimdilik beni sormayın, sabırlı olun, sizlere kuyudaki dünyamı anlatacağım. Peşinen söyleyeyim gelmek isteyeni asla kabul etmem, ben kuyumda H2O gibiyim.
Nejdet Külünk / 07.02.2018 / 17.20 / Çarşamba